Nereden başlamalı bilemedim... Ne zaman düzenli yazmaya karar versem araya bir çok şey giriyor ve ben gene ara vermiş oluyorum doğal olarak. Aslında yoğun bir mesainin ortasındayım ya gene de bir yorum üstüne bir şeyler karalayayım dedim. Bu seferki konumuz son dönemin en popüler dizisi EZEL üstüne kısa bir değerlendirme olacak.
Ay Yapımla ilgili bundan önce epey bir şeyler karaladığım zaman emin adımlarla ilerleyen bir şirket olduğundan bahsetmişim. O zamandan bu yana bir diziyi bitirip (Dudaktan Kalbe) yerine iki dizi (Ezel ve Samanyolu) başlattılar. Eskiden kalan iki dizileri de aynı hızıyla yoluna devam ediyor. İşte bu başlattıkları iki diziden biride Ezel'di.
Aslında daha başlamadan evvel bu dizi de bir şeyler var demiştim kendi kendime. Sonra ilk bölümü izler izlemez evet dedim bu dizi tutacaktır. Bu kanıya varmamın belirli başlı sebepleri vardı.
Birinci sebebi basitti: Kenan İmirzalıoğlu. Şimdi diyeceksiniz neden? Bu adamın belirli bir izleyici kitlesi var. Şu ana kadar hangi dizide oynadıysa reyting sıkıntısı çekmeden dizi kendini tüketmeden bitmedi. Üstelik bir süredir ekrandan da sinemadan da uzak oluşu yüzünden izleyicisi onu özlemişti. Bu yüzden Kenan İmirzalıoğlu hem rol için hem de ekran için iyi bir seçimdi. İşin gerçeği bu rolü Kenan İmirzalıoğlu dışında türkiyede kim oynar diye sorsalar sanırım verebileceğim bir cevap az çok olmazdı. Belki Özcan Deniz olabilirdi ki onun izleyici kitlesi Kenan'ınki kadar çok değildi.
İkinci sebebiyse prodüksiyondu: Dizi için çok para harcandığı bir çok kişinin olmak istediği yerleri olanca kalitesiyle gösteriyordu dizi. İzleyen kişilerin erkek kesimi ki bu epey bir kısmını alıyor kendini Ezel'in yerine koyuyordu. Herkes yaşadığı son aşk acısını, aldatılma, ihanet hikayesini Ezel gibi çözmek isterdi sanırım ama elbette Ezel'in bir bölümde de dediği gibi ki şu an unutsam da bu söz başka bir yazara aitti: "Hepimiz kendimizi romanların baş kahramanları sanıyoruz, oysaki bizim hayatlarımız o kadar önemli değil." Ama buna rağmen izleyiciler Ezel'in yaşadığı yerlerde yaşamak, arabalara binmek istiyor muydu istiyordu.
AMAAAA! bu dizinin en büyük handikabı ev hanımları için çok da ilgi çekici bir dizi olmayışıydı. Daha çok erkekler üstüne kurulu bir hikayeydi ki bunun örneğini Bıçak Sırtında görmüştük ne kadar kaliteli olsa da Reyting açısından iç açıcı olmuyordu. İşte burada üçüncü sebep işin içine girdi:
Üçüncü sebep başarılı hikaye dağılımıydı. Hikaye içinde aşkının ve arkadaşları tarafından kaybedilmenin acısını yaşayan bir karakterin, yani Ezel'in intikam hikayesini izliyorduk. Ama bunun yanında hem dizinin 90 dakikalık serüvenini daha izlenir kılıp araya bol bol müzikli sahneler koymamak için düşünülmüş flashback/geriye dönüş'ler hem bize daha Ev hanımlarına uygun bir hikaye sunuyordu. Anne oğul ilişkisi, Aşk ilişkisi ve yanında ilerleyen asıl hikayeyi de etkileyen ve pek bir sevilen entrikalar. İlerleyen bölümlerde bu flashback'ler azalsa da Ezel ile Annesi arasındaki ilişkinin, kardeşi arasındaki ilişkinin işlenişi bu tip ev hanımı seyircileri de diziye çekti.
Ama bunca şey dizinin tutması için yeterliydi de bu diziyi bu kadar popüler kılan kısmı bu değildi. Hikayesi bakımından Monte Kristo kontundan olanca imkanlarıyla esinlenmiş bir hikaye aslında kötü bir dizi olsaydı şöyle yorumlanıp geçilirdi: "Çakma Monte Kristo kontu. Kitabın için etmişler..."
Bu dizi öyle olmadı. Neden mi? Çünkü hikayeyi iyi tahlil etmiş bir yazar grubuna sahip oldukları açıktı. Senaryoyu yapı-bozuma uğratan ekip: Hikayeyi günümüzde genç izleyici kitlesinin tercih ettiği amerikan dizileriyle harmanlayıp gelecek-geçmiş ilişkisiyle olanca tadıyla verdiler. Ve araya güzel detaylar ekleyerek daha üst seviye olarak adlandırılabilecek izleyiciyi de katharsise uğratan bir dizi yarattılar. Örnek vermek gerekirse kötü bir karakterin dizinin ilerleyen bölümlerde iyilerin tarafından çıkması veyahut arka planda kalmış bir güvenlik şefinin ölüm hikayesinin bir süre sonra ölen adamın oğluyla yeniden gün yüzüne çıkması gibi. İzleyiciyi oldukça başarılı şekilde ters köşeye yatırmayı bilen bir dizi yapmışlardı. Bir diğer nedense prodüksiyondu. Üstte de bahsettiğim gibi diziye çok para harcamışlardı. Bunun yanında iyi bir casting de kurmuş ekip. Rolüne o kadar uygun ve uyumlu oyuncular seçilmiş ki ve gene bu oyuncular gerçekten o kadar iyi oyuncular ki izleyici dizinin içine hemen çekiyorlar.
Diziyle ilgili belki daha söylenecek çok söz çok fazla şey vardır elbette ama ben daha çok dizinin küçük bir değerlendirmesini ve neden bu kadar popüler olduğuyla ilgili az çok bir değerlendirme yapmak istedim.