SON DAKİKA

30 Eylül 2008 Salı

Bugün, Dün ve 1929 Büyük Krizi Üzerine...

"ve-tüfek mi?Bir tüfeğim olmadan çıkamazdım. Ayakkabılar ve kıyafetler ve yiyecek, hatta umut gittiği zaman, biz tüfeğe sahip olacağız..."
 John Steinbeck/Gazap Üzümleri


Amerika'daki kriz son günlere damgasını vurdu. ABD'nin 4. Büyük Bankası olan Lehman'ın batışı, Merril Lynch'in aynı dönemde satılışı ve ne olursa olsun kriz bitiyor sözleri duyulsa da olayların tekrar edişi herkesin aklına 1929 Büyük Krizi'ni (Great Depression) getirdi. Üstüne üstlük Amerikan gizli servisleri de işin içine girince olaylar iyice karıştı. Herkes "Neler oluyor, 1929 geri mi dönüyor?" diye konuşurken ben de 1929 Krizini  bir özet olarak geçmek istedim. Bu yazının amacı yeni Amerika Krizi'yle eskisini kıyaslamaktan çok neler yaşanmış, neden yaşanmış ve sonuçları ne olmuşu göstermek. Zira iki krizin ortak yönleri de var ayrı yönleri de ama bunları asıl olarak söylemek şu an için bana pek düşmez.

Kara Perşembe ve  Kara Cuma

Tarihler 24 Ekim 1929'u gösteriyor. Günlerden perşembe. New York Borsası iflas ediyor. "Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" diye bir söz vardır ya, işte bu söze ihtiyaç duyulan o günlerden birine uyanıyor dünya. Kara Perşembe'ye uyanıyor...

Halbuki daha bir süre öncesine kadar dünya imrenerek bakıyordu Amerika'ya. Avrupa gazeteleri Amerikan sistemini övüyor, Amerikanın "pazar yaratma" becerisini konuşuyorlardı. Aslında bunun altında yatan en büyük gerçeklik de taksitle satış sistemiydi. Şimdiki Dünya için de yabancı olmayan bu kelime o günlerde de çokca modaydı. Her şey taksitle satılıyor, böylece tüketicinin alım gücü artıyordu. Fakat bunun en büyük sorunu bir gün gelecek tüketicinin alım gücü girdiği altına girdiği taksitlerle yok olacaktı. Uzun süre böyle bir sorun baş göstermediyse de bir gün geldi her şey tepetaklak oldu. Daha o senenin başında rekorlara koşan o gün ki ismiyle The Dow (Dow Jones) yani kısa bir açıklmasını yapacak olursak "Amerikan Menkul Kıymetler Borsası" 1932 itibariyle 41'lere geriledi. Halbuki o senenin daha başlangıcında gazeteler The Dow'un rekorunu konuşuyorlardı. Artık Amerikadaki çoğu insan işsizdi, evsizdi. Bankalar batıyor, her geçen gün bir başka İş Adamı iflasın ardından intihar ediyordu. Kısa süre içinde kriz Okyanusu açıp Avrupa'ya; oradan da Asya'ya kadar sıçradı. Daha bir süre öncesine kadar Amerika gibi olalım diyen Avrupa cevabını almıştı. Avrupa da artık Büyük Kriz'in ortağıydı. Özellikle Almanya bu krizden en çok etkilenen ülkelerin başında geliyordu ve bu döneme şöyle bir göz atarsak Genç Hitler de bu krizin yetiştirdiği Alman vatandaşlarından biriydi. Gün gelecek bu zorlu ve delice yaşam içinde büyümüş Hitler gene krizden kurtulmak için bir yöntem olarak benimsenen Dünya Savaşıyla parlamış ve tüm dünyayı kana bulamıştır.

Yeni Politakalarla Gelen Yeni Savaşlar
Bu dönemde özellikle bir kaç isim ön plana çıkmıştır. Bunlardan bir tanesi  John Maynard Keynes'tir. Bir çeşit alternatif çıkış yolunun peşinde olan 
Keynes"Kimse harcama yapmıyorsa, Devlet yapsın" gibibir görüşün 
de sahibidir ve bu görüş bir çeşit çözüm de olmuştur aslında. Biriken üretim fazlası İkinciDünya Savaşı hazırlıkları sırasında gerçekten de hayata geçirilmiştir. Ama aslında bu buhrandan her ülke kendi yöntemleriyle kurtuldu. Ama krizin çıktığı Amerikaya bakarsak bu çözümün başlangıcı Franklin Roosevelt'in başa gelmesiyle başlamıştır. Kriz'in çıktığı dönemde özellikle eleştiri oklarının hedefi olan bir önceki başkan Harbert Hoover'un yerine başa gelmiştir.

Bir de Farklı Açıdan Bakmak Gerek


Fakat aynı dönem için bir diğer söylence ise bu krizin belirli kişilerin müdaheleleriyle ortaya
çıktığı ve tek istekleri o dönemlerde görülen yasa eksikliklerini kullanarak vatandaşları daha fazla sömürmek olduğudur. Bunun en büyük kanıtı ise krizden kısa bir süre önce borsadaki güçlü kişilerin hisselerini aniden çekişi gösterilmektedir ve kriz sonrası gerçekten de daha özgür olan borsa yasalarla sıkılmış ve kontrol tamamen devlete geçmiştir.
Son Sözler

1929'lardaki bu kriz tüm dünyada hala üstüne konuşulan, tezler, makaleler yazılan ve bir o kadar da
önemsenen bir süreçtir. Bugünle ne kadar bağlantısı vardır yoktur bu daha çok 
iktisatçıların, ekonomistlerin işidir. Ama görülen gerçek de şudur ki bugün yaşanan şeyler çok da masum şeyler değildir.

Fazladan Bir Şeyler Öğrenmek İçin

Eğer bu konuda biraz daha bilgi almak isterseniz öncelikle üstte de altıntı yaptığım Gazap Üzümleri  Kitabı bir giriş olabilir. Gene bir dönem HBO'da gösterilen Carnivale dizisi de bu dönemde geçen bir dizi olarak yararlı olabilir.

Gene bir kaç tane de internet kaynağını da altta iliştirmeyi uygun gördüm. (Bu yazıyı yazarken de az ya da çok bu kaynaklardan ben de yararlandım)

Share this:

 
Designed By OddThemes & Distributd By Blogger Templates