SON DAKİKA

25 Haziran 2008 Çarşamba

HAYAL GÜCÜNÜN İZİNDE: JULES VERNE

Bugün az biraz hayal kurup günlük sıkıntılardan kurtulabiliyosam eğer, bunun en önemli sebeplerinden birisi de okuma hevesimi Jules Verne’in meşhur kitaplarıyla almaya başlamamdır. Okuduğum ilk kitapları, ilkokul sınıflarının o kırık dökük kütüphanelerinden çıkan, çoğu artık okunmayıp sadece sayfalarının çevrilmesinden harap olmuş, köşe bekleyicileriydi. Henüz bırakın Ay’a gitmeyi, temel bilimlerde bile açıklıkların bulunduğu bir dönemde, 1800’lü yıllarda, bugün gerçekleşmesi imkansız olan bi yöntemle de olsa, Ay seyahatini anlatabilmiş Jules Verne, yaşadığı süre boyunca, hakettiklerine pek de kavuşmuş bi insan sayılamazdı. Peki kimdir bu Jules Verne ?
HAYATI



1828’de Fransa’nın Atlantik yakası önemli şehirlerinden olan Nantes’da, avukat Pierre Verne’nin oğlu olarak doğar. Çocukluk döneminde yaptığı yakın çevre sandal gezilerinde, gemilere olan ilgisi, kendini seyahat ve macera hayalleri içine itmektedir. Yatılı olarak okuduğu Petit séminaire de Saint-Donatien’de, Amerikan Donanması için ilk denizaltıyı (USS Alligator) yapmış olan Brutus de Villeroi’den çizim ve matematik öğrenir, ayrıca ileride kitaplarında kullanacağı Latince’yi de gene bu okulda geliştirmiştir. Lise eğitimini tamamladıktan sonra, Paris’e hukuk okumak için gider. 1848 yılında Michel Carré ile birlikte operetler için librettolar hazırlar. İşi ve bu özel uğraşı arasında bir süre yaşamaya devam eden Verne, hep yapmak istediği konuda devam etmek için kolları sıvar. Fakat babası, oğlunun bu ilgisini farkettiğinde, kendisine maddi destek vermeyi keser. Bunun üzerine, hiç hoşlanmadığı bir meslek olan borsacılıkla geçimini sağlamaya başlayan Verne, aynı dönemde Alexandre Dumas ve Victor Hugo ile tanışır, onlardan yazıları ile ilgili tavsiyeler alır. 1857 yılında Honorine de Viane Morel ile evlenir, 1861 yılında Michel Jean Verne isimli oğlu doğar. Daha sonra başına çeşitli belalar açacak olan oğluyla, yaşı ilerledikçe daha sağlıklı bir ilişki kuracaktır.


Yazın dünyasında etkili olmasını sağlayan dönem, yayıncı Pierre-Jules Hetzel ile tanışmasından sonra başlar. Diğer yayıncılar tarafından çok "bilimsel” bulunan balonlar ve Afrika ile ilgili olan çalışmasını, yayıncısının yardımıyla geliştirerek, Balonla Beş Hafta’ yı yazar. Bu başlangıçtan itibaren, Verne’in ölümüne kadar yılda bir veya iki çalışma yayınlanır. Fakat asıl ününü ve zenginliğini, 80 Günde Devrialem eseriyle kazanacaktır.1870 yılında Légion d'honneur alarak şövalye ilan edilir. Unesco Index Translationum’a göre, dünyada en çok dile çevrilmiş beş yazardan biridir ayrıca.



Hayatının son demlerine yaklaşırken, bir gün paranoya hastası yeğeni Gaston tarafından iki yerinden vurulur. Birinci kurşun isabet etmemiştir, ama sol bacağına gelen ikinci kurşun kendisini ömrünün geri kalanı boyunca aksamak zorunda bırakacaktır. 1887 yılında, annesi ve yayıncısı Hetzel’in ölümleriyle derinden etkilenir. 1888 yılında Amiens şehri konsey üyeliğine seçilir, ve nihayet 1905’de diyabet hastalığı sebebiyle hayata gözlerini yumar.
NEDİR BU KADAR ÖNEMLİ OLAN ?
Aslında kendisini en önemli kılan özellik, kitaplarında o dönemde yaşayan insanlar için çok “uçuk” gelecek, televizyon, yüksek hızlı tren, sonsuz işlem yapan hesap makineleri ve dünya çapında iletişim ağı gibi icatlardan, sanki varolduğunu biliyomuş gibi bahsetmesidir. Tarihin bu noktasından bakıldığında, döneminin bilim adamlarının bile önüne geçmiş, alay edilme pahasına bu yeni hayallerinden bahsederek, belki de bugün yaşadığımız dünyanın temellerini atmıştır. “İnsan hayal edebildiği kadar vardır.” sözü, bence bu yazarı anlatmak için gayet uygun. Hayal etmeyi bi an olsun unutursanız eğer, en yakın Jules Verne kitabı imdadınıza koşacaktır.
Meraklısına Dipnot: Anadolu'da geçen macera romanı için: Kéraban-le-têtu

Share this:

 
Designed By OddThemes & Distributd By Blogger Templates