Vasıfsız Manifesto

Biz Kimiz? Neciyiz?

Zenith: 17 yıllık profesyonel öğrenciyim abicim. Ek meslek olarak çeşitli interinet sitelerine, dergilere yazılar yazmışlığım karşılığında beş para almamışlığım çoktur. Dizi setlerinde frilens olarak oyunculuk yapmışlığım da vardır. Arkadaşlar arasında “ailemizin yönetmeni”, “lokal sanatçı”, “iyi insan”, “yakışıklı değil ama sempatik” (halt etmiş bunu diyen kız, onun da kulakları kepçeydi zaten ) “çok biliyorsun pezevenk” gibi çeşitli ünvanlarım mevcuttur. Mesleki olarak tercih ettiğim eğitim içmimarlık olmakla beraber gelecek için planlarım bambaşka. Tabii baba evinde güllük gülistanlık bir durumdayız bol keseden atıyoruz orası ayrı. Anlaşıldığı gibi filmlerle haşır neşir durumdayım. Kitap okumayı da en az onun kadar seviyorum ama kitapların filmi yapılmışsa onları tercih ediyorum. Ne de olsa iki saat nerde bir hafta nerde… (yersen)

Klasik bir gencim aslına bakarsanız, küpe takmışlığım da var saç uzatmışlığım da arkadaş ortamında “papaz kaçtı” oynayıp bir bidon suyu içmişliğim de var… Takım tutarım ama burada söylemem, gizli gizli magazin programları, ikinci sınıf aşk dizileri izlerim. Hayran olduğum güzel kızlar bile mevcuttur bu dizilerde; onları da burada söylemem, derinden severim. Arkadaşlar arasında sürekli kitaplardan, filmlerden bahsederim. Konu karı kıza kaydı mı hard core düşünmem erotizmin çekiciliğinden dem vururum, yırtarım. Çok düşünürüm belli etmem, yüzümde bunun yerine salak bir sırıtışla gezerim. Ankara’da doğdum Ankara’da büyüdüm. Aslense uzak ellerden birindenim. Toplamda böyle garip bir şeyim işte. Saygılarımı sunar; sözü saz arkadaşım Serkisof’a bırakmak isterim.

Serkisof: Efenim, ben de henüz öğrencilikle meşgul olmaktayım. Okul, ödev, proje neyin olmadığı zamanlarda okumaya çalışıyorum. Bu yolda gözleri bile bozdum. Ailem yakından tv izlememi neden olarak göstermekte ısrarlı, ama kesin okumaktan oldu, işin aslını ben biliyorum. Hala doğduğum odada ikamet etmekteyim (Ankara’da kendisi). Gündüzleri, okul dışında arkadaşlarla vakit öldürmek için kullanıyorum çoğunlukla. Soğuk ve karlı bi’ kış akşamı doğmuşum, yani en azından Ocak (ay olan) olduğunu biliyorum, kar ve soğuk kısmını hatırlayamıyacağım. Doğum akabinde, önce çeşitli sesler çıkarmaya, konuşmaya, yürümeye sonra da okula gitmeye başladım. Hala devam ediyorum artık ne zaman biter, kader kısmet diyorum. Okumak ve arkadaşlarla gezmek (gezmeseven bir insanmışım gibi oldu) dışında çeşitli zevklerim de var; her genç kadar film izlerim, internetle meşgul olurum, tarihi&siyasi konuları takip etmeye çalışırım, Zenith’in meşgul olduğu filmlerde yardımcılık ederim, ortalığı siler, süpürürüm. “Nerede okuyosun ?” derseniz, emin olmamakla beraber, güzide üniversitelerimizden birinde mühendislik eğitimi aldığımı iddia edebilirim. Geleceğimin parlak olduğunu iddia ediyorlar, bakalım. Henüz yolun başında olmakla beraber; tarih, felsefe, edebiyat ve inceleme yazıları ilgi alanımda, bilim tarihi özellikle ilgimi çekmekte. Tarihten enteresan portreleri okumak, onları anlatmak çok hoşuma gidiyor. Bu şekil bişey anlayacağınız, saygılar.

Neden böyle bir şey yaptık ? Amaç ne ? Neler anlatmayı planlıyoruz ?

Serkisof: Öncelikle, sorular için teşekkür ederim.(Röportaj tadında olsun diye uğraşıyoruz, aman renk vermeyin.) Şimdi biz vaktimizin büyük kısmını yeni şeyler öğrenmeye harcadığımızı farkettik, ve bu öğrenilen bilgileri paylaşmanın vakti geldi diye düşündük. Blog formatını da duyduktan sonra “Neden olmasın?” dedik, kolları sıvadık. Bu yani totalde.

Zenith: Efendim Hikaye’nin orjinali şöyledir. Serkisof yaz okuluna kalmış Zenith’se gene staj belasına bulaşmıştır. Bunun türkçe de meali yazlık ortamlardan uzak kalmak, asosyalleşmektir. Bunun üzerine bu iki cin fikirli arkadaşın aklına fikir gelir. Hem eğlenelim hem öğrenelim tadında bir site kurarlar hem yazarlar hem de sosyalleşirler. Tabii zamanla, yıllar geçer bu hikaye Serkisof’un anlattığı halini alır.

Eklemek istediğiniz bir şeyler, başka noktalar var mı?

Zenith: Öncelikli amacımız bildiklerimiz paylaşmak bunu üstte de gerek ben (pek belirtemesem de) gerek Serkisof söyledi. Ama bilgi eğlenceli olmadıkça insanı çekmez. Biz de burada eğlenceli bir şeyler yapmak istedik ama eğlendirirken de farkında olduğumuz şeylerden başkalarını da haberdar etmek istedik. Bir çeşit Y Efekti anlayacağınız. Brechtyen tarzda bir blog (Çok mu iddialı olduk?)

Serkisof: Şunun bilinmesini isterim ki; yaptığımız şey öncelikle kendi isteklerimizi &beklentilerimizi karşılamak adınadır. Tabii öğrendiğimiz şeyleri, ilgi duyduğumuz konuları derli toplu biçimde başka insanlara da sunmak, işin diğer zevkli yanı.Son olarak; büyük üstad Rıdvan’ın dediği gibi “Gol olur” diyorum, amacımıza ulaşabilirsek.

Herkese, içten bi’ “Hoş geldin!” diyerek başlayalım.

Bilgiler için çok teşekküler.

S&Z : Bişeyler değil.

Share this: